top of page

Vebalı Sular: Marmara Denizi ve Mucilage ile Mücadele

  • Yazarın fotoğrafı: Dahlia Jamous
    Dahlia Jamous
  • 12 Eyl
  • 2 dakikada okunur

Marmara Denizi, Türkiye — Gezegenimizin %70'inden fazlasını kaplayan dünya okyanusları ve denizleri, soluduğumuz oksijenin %50-80'ini üretiyor, Dünya'daki karbonun yarısına kadarını depoluyor ve Dünya'daki tüm yaşamın %80'ine ev sahipliği yapıyor. Ancak Türkiye'de bu suların sağlığı doğrudan tehdit altında.


Araştırmalar, Türkiye'deki deniz çöplerinin %90'ının kara kaynaklı olduğunu gösteriyor: plastikler, kimyasallar, metaller, kauçuk, kağıt, tekstil ürünleri, terk edilmiş balıkçı tekneleri ve hatta terk edilmiş gemiler. Bu atıklar denize karıştığında sadece kirliliği artırmakla kalmıyor, aynı zamanda Marmara Denizi'nin en endişe verici krizlerinden biri olan deniz müsilajını da körüklüyor.


Photo: Getty Images
Photo: Getty Images

Deniz Mucilajı Nedir?

Yaygın olarak "deniz sümüğü" veya "deniz tükürüğü" olarak bilinen deniz mukus, algler besinle aşırı yüklendiğinde oluşur. Kirlilik, yükselen deniz sıcaklıklarıyla birleşerek alglerin aşırı çoğalmasına neden olur. Marmara'daki ilk büyük salgın 2007'de kaydedildi. O zamandan beri mukus, deniz biyoçeşitliliğini yok ederek türlerin %60'ından fazlasını yok etti. Bölgeden en az 19 tür yok olurken, lüfer, ton balığı, kalkan balığı ve kılıç balığı da dahil olmak üzere 22 türün ticari olarak neslinin tükendiği kabul ediliyor.


Sonuçları her düzeyde görülüyor:

  • Mukus örtüsü fotosentezi engelleyerek denizin oksijensiz kalmasına neden oluyor.

  • Deniz tabanını boğarak midyeleri, mercanları ve bentik yaşamı öldürüyor.

  • Kötü kokuya neden oluyor, turizmi olumsuz etkiliyor ve kıyıdaki ailelerin geçim kaynaklarına zarar veriyor.


22 Maddelik Eylem Planı

Haziran 2021'de Türk yetkililer, musilajla mücadele için 22 Maddelik bir Eylem Planı başlattı. 43 tekne ve gemi kullanılarak denizden 1.197 metreküpten (42.271 fit küp) fazla musilaj temizlendi. İstanbul Üniversitesi'ndeki araştırmacılar ayrıca, mukusun büyümesini azaltmak için doğal bir yöntem olarak deniz bakterilerini test etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Başkanı Murat Kurum, ek tedbirleri açıkladı:


  • Atık su arıtma kapasitesinin artırılması, 2030 yılına kadar %15 oranında yeniden kullanımın hedeflenmesi.

  • İzleme istasyonlarının sayısını 91'den 150'ye çıkarmak, uydu, drone, radar ve erken uyarı sistemleriyle 7/24 denetim sağlamak.

  • Marmara Denizi'nin kirlilik, meteoroloji ve ekosistem sağlığı verilerini bir araya getiren 3 boyutlu bir model olan dijital ikizinin geliştirilmesi ve gerçek zamanlı izleme yapılması.


2016 yılından bu yana proje, üç yıllık döngülerde faaliyet gösteren 423 izleme istasyonu, 11 enstitü ve 3 araştırma gemisiyle ivme kazandı. MARMOD girişimi, alınan önlemlere bağlı olarak Marmara için ekolojik iyileşmeden daha fazla gerilemeye kadar uzanan olası gelecek senaryolarını modelledi.


Photo: The Marmara Project
Photo: The Marmara Project

Eylemin Önemi

Büyük ölçekli müdahaleler hayati önem taşıyor, ancak yetkililer sorunu tek başlarına çözemeyeceklerini kabul ediyor. Kirlilik karada başlıyor, bu da bireysel eylemlerin kurumsal eylemler kadar önemli olduğu anlamına geliyor.


  • Atıklarınızı doğru şekilde bertaraf edin ve plastik kullanımınızı azaltın.

  • Temizlik çalışmalarına ve toplum projelerine katılın.

  • Sanayicilerin hesap vermesini sağlamak için çalışan dilekçeleri ve STK'ları destekleyin.


Marmara Denizi, yerel bir su kütlesinden çok daha fazlasıdır; iki kıta arasında hayati bir ekolojik geçittir. Onu kurtarmak için bilim insanları, politikacılar ve sıradan insanların iş birliği gerekecektir.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page